Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İSLÂM'DA MEDENÎ EVLİLİĞİN HÜKMÜ

İSLÂM'DA MEDENÎ EVLİLİĞİN HÜKMÜ İslâm'da medenî evliliğin hükmü câiz midir? Cevap metni: Hamd, yalnızca Allah'adır. İslâm'da evliliğin rükünleri ve şartları vardır.Bu rükünler ve şartlar bulunduğu takdirde evlilik sahihtir (geçerlidir). Evliliğin rüknü: Îcab ve kabuldür. Îcab: kadının velisinin: Falancayı veya kızımı veyahut da kız kardeşimi sana eş olarak verdim, demesidir. Kabul ise; kızı isteyen kimsenin: Falancayı eş (zevce) olarak kabul ettim, demesidir. Nikâhın şartları: Karı-kocanın tayin edilmesi (belirtilmesi), karı-kocanın rızâsının alınması, nikâhta (nikâh akdinde) veli veya vekilin olması, müslümanlardan adâletli iki şâhidin bulunmasıdır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Velinin izni olmaksızın nikâh olmaz." ( Ebu Dâvud; hadis no: 2085. Tirmizî; hadis no: 1101. İbn-i Mâce; hadis no: 1881.Ebu Musa el-Eş'arî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet etmişlerdir. Elbânî "Sahîh-i Tirmizî"de hadi...

Şaban ayının tümünü oruç tutmak mustehap mı?

Şaban ayının tümünü oruç tutmak mustehap mı? Sünnet olan, Şaban ayının tümünü oruç tutmak mı? Published Date: 2018-04-19 Allah’a hamd olsun,          Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'den rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Şaban'ın tümünü tutardı. Um Seleme radiyallahu anha'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: " Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'in iki ay ardarda tuttuğunu görmedim. Ancak Şaban'ı Ramazan'la birleştirirdi. [1] Ebu Davud'un rivayetinde ise: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Şaban hariç senenin hiç bir ayını tamamen tutmazdı. Nitekim Şaban'ı Ramazan'la birleştirirdi.[2] Bu hadisin zahirine göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Şaban ayının tümünü tutardı. Ancak başka bir rivayette Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Şaban ayının azı hariç gerisini tutardı. İmam Muslim'in rivayetine göre; Ebu Seleme radiyallahu anhu, Aişe radiyallahu anha'dan Rasulullah sallallahu aley...

Cünüp iken ölen kişinin durumu

Allah’a hamd olsun, İnsanın eşiyle ilişki kurması veya rüya görmesi gibi mübah bir nedenle cünüp iken ölmesi, onun imanının zayıf olduğuna veya kötü sonuç üzere öldüğüne delil değildir. Nitekim sahabelerden Hanzala Radiyallahu anhu, cünüp iken şehit olmuş ve melekler onu yıkamıştır. İbn İshak rivayet etmiştir. İbn Hacer Fethul bari kitabında rivayet etmiştir. Ayrıca Taberani İbn Abbas Radiyallahu anhuma’ dan rivayet edildiğine göre Hamza cünüplü iken şehit düşmüştür. İbn Hacer bu rivayet hakkında isnadı kötü değil demiştir. İkincisi: Şayet bir erkek cünüp iken vefat eder veya kadın adet döneminde vefat ederse, bir kere yıkanmaları yeterlidir. Sadece diğer ölülerin yıkandığı şekilde yıkanmaları diğer mazeretlerin yerine de geçerli olur. Çünkü bu durumda yıkanmaya iki sebep neden olmuştur: Cünüp veya adet olmak. Bu durumlarda sadece bir kere yıkamak yeterlidir. Bu durum, abdesti gerektiren birkaç sebebin oluşması gibidir. Kişi yellenir, tuvalet ihtiyacını görür ve derin bir uykuya dala...

Allah sevgisi, ne zaman insanı azaptan korur

Allah sevgisi, ne zaman insanı azaptan korur Kafirler, Yahudiler ve Hristiyanlardan Allah’ı sevenler bulunmaktadır, aynı şekilde fasık ve günahkar Müslümanlar Allah’ı sever ve hiçbir şekilde sevmediğini söylemezler, bunun üzerine Allah’ı seven cehenneme girecek mi? Bu konunun izahı var mı? Published Date: 2018-04-14 Allah’a hamd olsun, İbn Kayyım rahimehullah bu konuyu açıklarken şöyle demiştir: “Burada dört çeşit sevgi bulunmaktadır nitekim bunları birbirinden ayırmak gerekir. Bu konuda sapıtan ise bunların arasındaki farkları bilmediğindendir. Birincisi: Allah’ı sevmek, şüphesiz bu sevgi insanı azaptan kurtarmaz ve Cennete sokmaz çünkü müşrikler, haça tapanlar, Yahudiler ve başkaları Allah’ı severler. İkincisi: Allah’ın sevdiğini sevmek, işte bu sevgi insanı küfürden çıkarır ve İslam’a sokar. Nitekim Allah’ın en sevimli kişiler bu sevgini en iyi şekilde icra edenlerdir. Üçüncüsü: Allah için sevmek. Bu da Allah’ın sevdikleri ile endekslidir. Allah’ın sevdiğini sevmek, ancak Allah için...

Yemin kefareti nedir?

Allah’a hamd olsun. Yemin kefaretini Allah Teâlâ şöyle açıklamıştır: ‘Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerden sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.’ [1]  Yeminini bozan kişi, kefaret hususunda şu üç şey arasında tercih hakkına sahiptir: 1-    Kişi, ailesine yedirdiği orta hâllisinden on yoksulu doyurması; her yoksula yarım sa’ ülke de genel olarak yenilen (pilav v.b.) yemekten verir. Yarım sa’ yaklaşık olarak bir buçuk kiloya karşılık gelmektedir. Eğer bir ülkede pilav yemeği denilirken pilavın yanında ek olarak bir şey kast ediliyorsa yemin eden kişinin bu on yoksula aynı zamanda bu ...

Recâ (Umit) ve Rağbet

Recâ (Umit) ve Rağbet Alçalma ve boyun eğmeyi içeren recâ (ümit) ibadettir. Allah-u Teâlâ’dan başkasına sarfedilmesi caiz değildir. Müslümanın Allah’ın lütfunu ve rahmetini çokça istemesi ve ümidinin tam olup recâsını mevlasına halis kılması gerekir. Yine Rabbi hakkında iyi zan içinde olması ve Rabb’inin sevdiği şeylere rağbet etmesi, yönelmesi gerekir.  Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:  "Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih ameller işlesin ve Rabbine ibadetde hiçbir şeyi [O’na] ortak koşmasın." (Kehf 110)  Her kim bir yaratılmıştan, sadece Allah-u Teâlâ’nın güç yetirebileceği bir hususta, ölülere veya başka varlıklara bizzat bu varlıklar tarafından isteğinin yerine getilirileceğini umarak dua eden kimse gibi bir recada bulunursa, umudunu başkasına bağlamış biri olarak yaptığı büyük şirk olur.  Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:  "ilman edenler ve hicret edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar Allah’ın rahmetini umabilirler." (Bakar...

Hastalıklar, kalp ve beden hastalıkları olarak ikiye ayrılır

Hastalıklar, kalp ve beden hastalıkları olarak ikiye ayrılır ki her ikisine de Kur'an'da işaret edilmektedir.  Kalbî hastalıklar, Kur'an'da da belirtildiği gibi; 1) Şüphe ve Şek, 2) şehvet ve  azgınlık olarak ikiye ayrılırlar. Cenab-ı Hak, şüphe ile ilgili kalp has talığına şöyle işaret etmektedir: "Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onla rın hastalığını arttırmıştır. " Bakara, 2/10 "Kalblerinde hastalık bulunanlarla kâfirler; Allah bu on dokuz cehennem zebanisini misal olarak vermekle neyi kasdet- miştir? dediler."  Müddessir, 74/31 Yine Cenâb-ı Hak, Kur'an ve sünnetin hakemliğine davet edilip de, diretip yüz çeviren kişi hakkında şöyle buyuruyor: "Onlar, ara larında hükmetmesi için, Allah'ın Rasûlü'ne davet edildikleri vakit, bakarsın ki bir fırkası hemen yüz çevirip dönücüdürler. Eğer hak kendilerinin le hinde ise itaatla koşa koşa ona gelirler. Kalblerinde bir hastalık mı var bunların? Yoksa (onun  hak peygamberliğinden) şüphe...

Tedirginlik tedavisinde en iyi yöntem nedir?

Tedirginlik tedavisinde en iyi yöntem nedir? İleri derecede psikolojik bir durum yaşayan şahıs bu hastalıktan kurtulmak için dua etmektedir. Bu şahıs Müslüman bir psikolog doktordan yardım talep edebilir mi?  bu durum caiz ise bu doktorun akidesi sağlam olduğundan emin olması gerekir mi? Sinir yatıştırıcı ilacın alınması caiz midir? Published Date: 2018-04-02 Allah’a hamd olsun, Kişi yakalandığı hastalıktan kurtulması için ilaç almasında her hangi bir sakınca yoktur. Bu ilaçların yan etkileri, kişinin bulunduğu durumdan daha kötü sıkıntılara yol açmaması şartıyla ilaçların sakıncası yoktur.  Bizim tavsiyemiz kişi ister psikolojik hastalıklara ister fiziksel hastalıklara yakalansın şer’i rukyelere başvurmasıdır. Fakat bu rukyeler, hastalıklara ilaç olan şeriatın tavsiye ettiği ayet ve hadislerden oluşmalıdır. Bununla birlikte bitkiler ve bal gibi yüce Allah’ın doğal bir şekilde yarattığı ilaçların kullanılmasını tavsiye ederiz. Şüphesiz yüce Allah bu şeylerde birçok hastalığa t...

Organların ameli, imanın bir parçası ve bir rüknü olup o ameller olmadan iman sahih olmaz.

Organların ameli, imanın bir parçası ve bir rüknü olup o ameller olmadan iman sahih olmaz. Bir grup Müslüman, organların eylemlerini imanın gerçekleşmesi için bir koşul olarak görürler, ancak onun temel rükünlerden saymazlar. Başka bir tabirle imanın sahih olması için bir şart görmezler. Nitekim bu konuda ihtilafa düşülmüştür, bu görüşün doğruluğunu bize açıklamanızı rica ederiz, ayrıca iman açısından organ eylemlerin konumunu belirtiniz.? Published Date: 2018-03-30 Allah’a hamd olsun, Kitap, sünnet ve salih selefin icma’ına göre iman söz ve amelden ibaret olup eksilir ve artar,  amelsiz iman olmadığı gibi söylem olmadan iman olmaz. Nitekim iman her ikisi olmadan sahih olmaz. Bu konu ehli sünnet nezdinde bilinen bir konudur. Amelin imanın kemalı için bir şarttır görüşü ise Eş’ari ve benzerlerin görüşüdür. Şüphesiz Eşarilerin iman hakkındaki görüşleri murcilerin bir görüşlerindendir. İmam Şafii rahimehullah şöyle dedi: Sahabeler, tabiinler ve onlara yetiştiklerimiz zatlar şöyle derl...

Son Peygamber

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin herkese birden peygamber olarak gönderilmiş olması Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin peygamberlik bütün Cinler ve insanlar için geneldir. Yahudi ve Hristiyan veya bir başka dine mensup olan Her kim olursa olsun muhakkak ona tabi olması gerekmektedir Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin peygamber olarak gönderilmesinden sonra hiç kimseden bir başka din asla kabul edilmez Allahu Teala Şöyle buyurmuştur: "Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik" (Sebe 28) Yine şöyle buyurmuştur: "Deki Ey insanlar gerçekten ben sizi hepinize gönderilmiş Allah'ın elçisiyim" (A'raf 158)  Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurmuştur: "peygamberler kendi kavimlerine özel olarak gönderilirdi. Ben ise bütün insanlara genel olarak gönderildim" (sahih hadis Buhari 438, Müslüm 3) Bir başka hadiste Şöyle buyurmuştur: "bu ümmetten insanlardan Yahudi olsun Hristiyan olsun Her kim beni duyar d...