Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir kimsenin doğum gününü kutlamanın hükmü

Hamd, yalnızca Allah'adır. Kur'an ve sünnetten şer'î deliller, doğum günlerini kutlamanın dînde sonradan çıkarılan yeniliklerden olduğuna ve temiz İslâm şeriatında bunun hiçbir aslının olmadığına delâlet etmiştir. Bu kutlama dâvetine icâbet etmek câiz değildir. Çünkü bu davranış, bid'atları onaylamak ve onlara teşvik etmek demektir. Oysa Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: (( أَمْ لَهُمْ شُرَكَاء شَرَعُوا لَهُم مِنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللهُ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ )) [ سورة الشورى الآية:21] "Yoksa onların (müşriklerin) Allah'ın izin vermediği bir dîni meşrû kılan ortakları mı var? Eğer Allah'ın süre tanıyarak onlara dünyada azap etmeyeceğine dâir kazâ ve kaderi olmasaydı, derhal onların aralarında azap etmek sûretiyle hüküm verilirdi. Şüphesiz ki zâlim (kâfir)ler için (kıyâmette) acıklı bir azap vardır." (Şûrâ Sûresi: 21) Yine Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: ...

Aşure yemeğinden yemek ve doğum gününe özel yemekler yapmak

Allah’a hamd olsun, Birincisi: Şayet bu aşure yemeği, Şiaların kendini dövme gibi çirkin eylemlerle birlikte olan bir yemek se şüphesiz bu yemek bidat olur. Müslüman olan kimse bu tür şeylere katılmaması gerekir. Bu konuyla ilgili ( 102885 ) nolu sorunun cevabında Bin Baz Rahimehullah' tan bilgiler aktarmıştır. Ancak yemekle birlikte böyle çirkin şeyler yoksa sadece yemek yemekte bir sakınca yoktur. Ve yemek bidat olmaz. Hatta bir çok ilim ehli, aşure gününde kendine ve ailesine bol yemekler hazırlaması tavsiye edilmiştir. zira bu konu ile ilgili bir takım hadisler rivayet edilmiştir ancak hepsi zayıftır. İkincisi: Kişinin kendi doğum gününü kutlaması çirkin bir bidattır. Bununla ilgili detaylı bilgi ( 1027 ) nolu sorunun cevabına verilmiştir. Doğum gününde farklı ve özel yemekler hazırlamak meyve ve tatlı tüketmek o günü kutlama ve yüceltme anlamına gelir. Bunu yapmamak gerekir. En iyisini Allah bilir. İslam Soru-Cevap Sitesi

Aşure günü orucu, sadece küçük günahlarına kefarettir, büyük günahlar ise ancak tövbe ile affedilir

Allah’a hamd olsun, Birincisi: Yüce Allah’ın iki senenin günahları affettiği gün, Arefe günüdür. Aşure günü orucunun faziletinde ise sadece bir senenin günahı affedilir. Arefe orucu ile ilgili daha detaylı bilgi için (98334) nolu sorunun cevabına, Aşure orucu ile ilgili bilgi için (21775) nolu sorunun cevabına bakınız. İkincisi: Şüphesiz içki içmek, büyük günahlardandır. Özellikle bu günaha ısrar edilirse günah daha da büyük olur. zira içki, kötülüklerin anası ve her kötülüğün kapısıdır. Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem, içki ile ilgili on gurup insanı lanetlemiştir. Nitekim Enes Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem içki konusunda on kişiyi lanetlemiştir: (1)Sıkana (2) Sıktırana (3) İçene (4) Taşıyana (5) Taşıtana (6) sunana, servis edene (7) Satana (8) Bunun parasını yiyene (9) Satın alana (10) kendine satına alınana.” Tirmizi/1295 Bu konuda vacip olan şey: içki içmekten tövbe ederek Allah’a yönelmektir. Aşure günü veya Arefe günü,...

Aşure orucuna niyetlendi ancak oruç tutmadı, kaçırdığı sevap ve fazileti nasıl telafi edebilir?

Allah’a hamd olsun, Birincisi: Fıkıh alimlerden bir gurup, Aşure günü ile birlikte bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutmanın mustehap olduğunu görmüşler, alimler bu şekilde tutulan orucu en yüksek mertebe olarak görmektedirler. İbn Kayyım Rahimehullah şöyle dedi: “Aşure orucu tutmanın üç basamağı bulunmaktadır: en mükemmeli: Aşure ile birlikte bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutulmasıdır. Daha aşağı basamak: dokuzuncu ve onuncu günlerin tutulmasıdır. Hadislerin çoğu bu basamaktan bahseder. Üçüncü basamak: sadece onuncu günde oruç tutmaktır. (Zadul Mead 2/76) daha detaylı bilgi için ( 128423 ) nolu sorunun cevabına  bakınız. İkincisi: Kim Aşure günü oruç tutmaya niyet ederse sonra da tutmazsa onun durumu aşağıdaki durumlardan birine girer: -         Kasıtlı olarak terk etmiştir: bu kişiye Aşure orucu ona yazılmaz ve faziletine erişmez çünkü o orucu tutmamıştır. -         Unuttuğu için bırakmı...

İnterneti Nasıl Kullanmalıyız?

Anonim

Şaka yoluyla veya boşanma sözcükleri öğrenmek için eşine “boşsun, boşsun, boşsun” demek.

Allah’a hamd olsun, Birincisi: Boşanma konusunda ciddi ve şaka aynı hükme tabidir. Çünkü Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem  şöyle demiştir: “Üç şey vardır ki: bunların ciddisi ciddidir, şakası da ciddidir: Nikah, boşanma, kişinin ric'i talakla boşadığı hanımına geri dönmesi.” Ebu Davud 2194, Tirmizi 1184, İbn Mace 2039 Şayet senin eşin sana hitaben şaka olarak sen boşsun, boşsun, boşsun demişse bu boşanma gerçekleşir. Ancak sana hitap etme niyeti yoksa sadece boşanmanın nasıl olduğunu anlatmak için söylemişse veya hatırlamaya çalışmışsa sana yöneltmeyi kastetmemişse bu durum sadece bir şeyi aktarma ve rivayet etme olduğu için boşanma gerçekleşmez. Bu durum; bir öğretmen veya öğrencinin boşanma hükmünü anlatırken: bir insan: sen boşsun, boşsun, boşsun derse boşanır. Şüphesiz öğretmen veya öğrenci kendi eşini kastetmiyor ancak öğrendiğini anlatmaya çalışıyor. Veya erkek eş bir hocaya gelir ve derki: ben eşime “sen boş...

Çocuklara isim vermenin adabı

Allah’a hamd olsun, Şüphesiz isim verme konusu insan hayatındaki en önemli konulardan biridir. Zira isim isimlendirilenin başlığı ve adresidir Dünya ve Ahirette onunla çağırılacak, Kişiyle iletişim kurma ve anlaşma vesiledir. İsimlendirilen kişiye bir sembol ve süstür. Ayrıca müntesip olduğu dine bağlı olduğuna dair bir işarettir. Ayrıca insanların tabiatlarında belirli anlamları ve itibarları vardır. Diğer yandan isim bir elbise gibidir, gerektiğinden kısa veya uzun olursa hoş karşılanmaz. İsimlerde asıl olan hüküm;  mubah ve caiz olmasıdır. Ancak isim seçerken şer’i bakımından sakınılması gereken bir takım hususlar bulunmaktadır: -         Yüce Allah dışında bir kimseye kulluk nispet etmek; kulluk ister bir peygambere olsun ister bir melek’e olsun Allah dışında kimseye kulluk nisbet etmek caiz değildir. Abdunnebi, Abdulemir vb. isimler caiz değildir. Bununla birlikte böyle bir isme sahip olan kimse ismini değiştirmesi gerekir. Sahabe o...

Nazardan (göz değmesinden) korunmanın yolu

Hamd, Allah Teâlâ'yadır. Bilmelisin ki hicab, farzdır. Bir kimsenin, İslâm dîninden hoşuna giden şeyi seçmeye, hoşuna gitmeyen şeyi de terkedip bırakmaya hakkı yoktur. Nitekim Allah -azze ve celle- bu konuda şöyle buyurmuştur: يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ ادْخُلُواْ فِي السِّلْمِ كَآفَّةً وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ [ سورة البقرة الآية: 208] "Ey îmân edenler! (Bütün hükümlerine göre yaşamak ve ondan hiçbir şeyi bırakmamak sûretiyle) toptan İslâm'a girin. Şeytanın (günah işlemeniz için çağırdığı) yollarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır (bu sebeple ondan sakının)." (Bakara Sûresi: 208). Hâfız İbn-i Kesîr -Allah ona rahmet etsin- bu âyeti tefsir ederken şöyle demiştir: "Allah Teâlâ, mü'min kullarına, İslâm'ın bütün hükümlerine girmeyi, emirlerine göre hareket etmeyi ve yasaklarını da terketmeyi emretmiştir." (İbn-i Kesîr Tefsiri; c: 1, s: 566). Mü'min kadınlar, mahremleri dış...