Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oruç fidyesini verirken yoksullara sadece çorba vermek olur mu?

Geçen Ramazanda oruç tutamayan eşim adına oruç fidyesini vermek istedim. 30 kişiyi doyuracak yemek parasını ilçemizde yemek organizasyonu bir kişiye verdim. Kendisi etli ve biberli çorba yaptı. Verilen yemek fidye sayılır mı? Sayılmadığı takdirde ne yapmam gerekir? Cevap metni Allah’a hamd olsun. Birincisi: Şayet eşiniz bir hastalıktan dolayı oruç tutamayıp daha sonra iyileşmesi ümit edilir ve kaza etme imkanı olacaksa yemek vermeniz gerekmiyor, verilen yemek geçersiz olup orucunu kaza etmesi gerekiyor. İkincisi: Her kim yaşlılık veya iyileşmeyen bir hastalıktan dolayı oruç tutamazsa; oruç tutamadığı her gün yerine bir yoksula yemek yedirir. Zira yüce Allah şöyle buyurdu: “..Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir..” Bakara/184 İbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: “Bu ayet mensuh (hükmü kaldırılmış) değildir. Ayetten maksat oruç tutmaya gücü olmayan yaşlı adam ve yaşlı kadındır. Tutamadıkları her bir gün için bir yoksulu yedirirler” Buhari 4505  Buhari...

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünnet namazı edâ ettikten sonraya ertelemek câiz midir?

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünnet namazı edâ ettikten sonraya ertelemek câiz midir? Soru Benim sorum namazdan sonra yapılan duâ ve zikirler hakkındadır. Bu duâ ve zikirleri, farz namazı bitirdikten hemen sonra mı yapmam gerekir? Ya da farz namazdan sonra kılınacak sünnet varsa, bu sünneti kıldıktan sonra duâ ve zikirleri yapmamda herhangi bir engel yok mudur? Cevap metni Allah’a hamd olsun. Namazların akabinde yapılması istenen tesbih ve zikirlerde aslolan; farz namazın hemen akabinde olması, farz namazdan sonra kılınan sünnet namazın akabinde olmamasıdır. Çünkü bu konuda gelen hadis-i şeriflerin zâhiri buna delâlet etmektedir. Bu hadis-i şeriflerin en açığı ise, Sevbân'ın -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği şu hadistir: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا انْصَرَفَ مِنْ صَلَاتِهِ اسْتَغْفَرَ ثَلَاثًا، وَقَالَ : اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلَامُ ، وَمِنْكَ السَّلَامُ ، تَبَارَكْتَ ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ [ رواه مسلم ] "Rasûlullah...

Vitir namazını, akşam namazı gibi kılmanın hükmü

Soru Bazı imamlar Terâvih namazında vitir namazını, aynı akşam namazı gibi, iki teşehhüd (oturuş) ve bir selâmda kılmaktadırlar. Vitir namazını bu şekilde kılmak sahih midir? Cevap metni Allah’a hamd olsun. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre O, vitir namazını farklı şekillerde kılmıştır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- vitir namazını bir rekât, üç rekât, beş rekât, yedi rekât ve dokuz rekât olarak kılmıştır. Üç rekât olarak kıldığı vitir namazını da iki şekilde kılmıştır. Birincisi: Üç rekâtı bir teşehhüd (oturuş) ile (ikinci rekâttan sonra oturmadan) arka arkaya kılmıştır. İkincisi: İki rekâttan sonra selâm vermiş, sonra tek rekât kılmış ve selâm vermiştir. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- vitir namazını, akşam namazı gibi (iki teşehhüd/oturuş ve bir selâmda) kılmamış, aksine bundan yasaklamıştır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: لَا تُوتِرُوا بِثَلَاثٍ تُشَبِّهُوا بِالْمَغْرِبِ، وَلَكِ...